2 Eylül 2010 Perşembe

Robot Abi

Geçen sene miydi ne, bu odun sevgilimin eski işinden arkadaşı evleniyordu. Beraber gidelim falan demişti. Bende tabi o zamanlar evleneceğimi falan sanıyorum bununla, cemiyete girmem lazım hadi gidiyim falan diye gitmiştim. Gittiğimiz yer ünlü 5 yıldızlı otellerden biriydi ve benim ailemden birinin nişanı da orda yapılmıştı yani gitmediğim yer de değil ama beni almıştı bir heyecan.Gebericem. Masada kokoş kokoş 50 yaşlarında karılar, orospu tipli tuhaf kızlar falan. Ben pek bir aile kızı kaldım bunların yanında ama asla ağırlığımı bozmadım tabi. Hanfendi gittim hanfendi geldim.

O akşam masada bunun patronu vardı. Patronu dediysem bu herif böyle çok bilindik bir holdingde yönetimde falan işte. Ama adam billdiğin bir robot ya robot. Bizim ki de arkasından hep 'robot abi' diye bahsederdi yüzüne robot bey diyo var bu işte bi bokluk diye düşünüyorum ama neyse. Ben bu saçma salak insanların arasında iyice kasıldımm kasıldım verdim kendimi şaraba. İçtim içtim tabi çakırkeyf oldum. Benim odun bu insanların arasnda bana sürekli iyi misin iyi misin soruyor. Gerildim. İyiyim ulan iyiyim ne diye milletin dikkatini çekiyosun bana kütük ya!

Her neyse kalktık artık gidicez Allahıma şükretcem ama dokunsan patlayacak durumdayım. Tam çıkarken bu robot abinin karısı bana dönüp 'iyi misin tatlım' dediği anda ben kendimi kaybederek kadına 'iyiyim yaaaeeeeeeeeeeeeeeeeee' diye pöykürdüm. Evet resmen bağırdım. Karı da tüm şirinliğiyle 'haha tamam bağırma' falan yaparak beni iyice rezil etti.

Neyse düşünün böyle insanlarla muhatap oldum bu odun yüzünden. Şimdi bugün öğlen Odun'umla görüşürken bu robot abisi de vardı. O olaydan sonra ilk kez karşlaştık..

Neden anlamıyorum ama çok kasılıyorum. Duruşum, konuşmam, gülmem bile başkaydı. Kendi kendime neyimi eleştireceğimi şaşırıyorum. Neden converselerimi giydim ki? Bu çorap converseden çok çıkıyor başka çorap mı bulamadım of falan her şeyime bir kulp takıyorum.

Bunlar başladı aptal aptal muhabbetlere. Okudukları şehri anlatıyolar. Orda o vardı burda bu vardı. Adam rock barlardan falan bahsediyo bizimki de altta kalmamaya çalışıyo ama bu Odun ne anlar ya rock bardan. Beni bi dandirik ucuz bardan başkasına götürmemiş herifsin sen. Hafta sonu buluşup çay bahçesine giden adamsın sen ne anlarsın rock bardan diyemiyorum. Diyemediğim gibi maalesef gittiğim rock barları da anlatamıyorum çünkü okuduğum şehirde bırak rock barı bir bar bile yok. Neyse..

Ayrıca da elimi kolumu nereye koyacağımı şaşırmanın ötesinde bir an kendimi herife gözlerimi dikmiş ööööle bakarken buldum. Odun konuşuyodu ama ben sanki robot abikonuşuyomuş gibi ona bakıyodum. Mal gibiydim yaa. Of of offfff...

Sadede geleyim. Bu herif bizi haftasonu evine davet etti. Çok stresliyim şimdi. Ne giycem, nası gitcem, bunlarla ben ne konuşucam. Gerçi umrumda değil ama kafam çok karışık.
Babam arayıp duracak falan filan.. Apayrı dünyalarımız var. Konuşmaları bile başka başka geliyor bana. Çocukları varmış küçük, onla oynayıp dönsem mi :D
İşin ilginci bu Oduncuk her ne kadar robot abim robot abim diye bahsetse de o da robotlaşıyo robot abisinin yanında. Nasıl ilişkileri var, nasıl insanlar yaşıyor bu hayatta.. Değşük..

Şimdi ben cumartesi ne yapıcam ne edicem bilmiyorum sadece gözlerimi yumdum cumartesiyi korkuyla bekliyorum :S:S:S

1 Eylül 2010 Çarşamba

Yan Apartmandaki Saksının Aşk Hayatı Benimkinden İyi

Bizim yan apartmanda bir kız oturuyor. Kendimi bildim bileli onu tanırım.
Apartmanların yüzeyleri bitişik yalnızca o bir kat yukarıda kalıyor benim odamdan. Sık sık camdan sesleniyor, duymazsam sepeti sallayıp camıma takk takk vuruyor.
Onunla konuşmak için cama her çıktığımda bir mahalle kızı daha doğrusu tam bir Sıdıka gibi hissediyorum kendimi. Hani böyle kızlar klübü gibi olsun isterdim ama o tat da yok.. HAni ben Sıdıka gibi hissediyorum ama onda sıdıkanın entelektüelliği de yok. Öyle tam bir pencere kızı..

Neyse bu kız evvelden beri ben ona sevgililerimi anlattıkça 'ben çıkmaya karşıyım yani bence saçma, ben evlenmek için çıkarım' falan derdi. Bu yaşına kadar da bir sevgilisi olmamıştı garibimin. İki tane abisi var adım attırmazlardı buna. Doğal olarak herşey içinde kalırdı, içmde kaldı demezdi de 'ben geceleri Taksime giden kızlardan değilim, ben sevgili değiştiren kızlardan değilim' derdi.

Bir kaç ay önce bizim mahallenin bu hanım kızında bir haller değişmeye başladı böle elini kolunu farklı kullanmaya başlar ya insan işte öyle.
Meğersem sonunda sevgili yapmış. AMAAA sanmayın ki çocuk bununla gönül eğlendiriyor, demiş ki "ben seninle çok ciddiyim, yani bi ciddi olmak vardır ama ben çok çok ciddiyim" demişşş..

Yavru kuşumm anlamıyorsunuzz.. Bunu o çocuk bana söyleyecekti külahı koyacaktım önüne buyur sen buna anlat ben az gezip geliyim diye..
Ahh ah.. Bu saf kızlar böle zart diye herşeyi bi bok zannediyo ya, vallahi üzülüyorum. Erkeklerin herşeyi bu kadar kolay sanmalarına üzülüyorum işte..

O zamandan beri pek bir cicimli cicimli ilişkileri var. 8 ay mı ne olmuş. Geçen akşam beni çağırdı evine, gittim, çocuk buna kocaman demet gül almış da onu göstermeye çağırmış beni çocuk gibi..

Hani hakikaten sevgilisini seven sevgililerden bunlar. En azından kız öyle çünkü ilk sevgilisi..
Ben hep sonradan anladım kıymetlerini, beraberken sevgiden çok sinir duygusu taşıyordum nedense onlara karşı..

Ama çiçeği görünce içim kırılmadı değil.

İlk sevgilimin bana aldığı çiçekler aklıma geldi.. Orkideler, güller.. Hatta ilk buluştuğumuzda gazetenin arasında vermişti gülü. Ben de hepsini saklardım yanlarına tarih yazıp.
Bir tek okuduğum şehirdekiler durmuyor, onları geçici ayrılıklarımızın birinde atmıştım. Şimdi beraber olduğum odun ise 2 senedir beraber olmamıza rağmen bana bir ot vermiş değil.

Pişmanlık duydum o çiçekleri gösterirken kızın hevesini görünce. Gülümsemesini görünce. İçim kıyıldı. Ben de böyle heveslenir sevinirdim.
Şimdi içi geçmiş yaşlı kadınlar gibi genç kızlara akıl verir duruma düştüm. Neden? Hala çok gencim ama neden benim heyecanlarım böyle izmarit gibi söndü?

Çünkü İlk sevgilimi, güzel gözlü sevgilimi kaçırdım..
Bu yetmez gibi bir Odunla beraberim benden tam 8 yaş büyük. Bu da yetmez gibi güzel gözlü sevgilim şimdi bir orospuyla beraber.
Tek iyi noktası şu, bizim odun, ondan daha iyi sevişiyor. Her ne kadar ilk sevgilimin fiziği daş gibi olsa da, odunun pipisi küçük olsa da, gerçekten daha iyi sevişiyor.
Ama bu bile tam değil çünkü seviştikten sonra iki öpeyim bir sarılayım pek de var denemez :S oof of..

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Herşeyin Başı

Evden ilk kez ayrılıyordum, uzak bir şehre gidiyordum okumaya.
Oralar İstanbul'a benzemez.. Hiçbirşey tatminkar değil ve herkes aptalmış gibi, başka bir dünyadan gelmişler gibi gelir. Alışmaya çalışıyordum.
17 yaşındaydım ve hiç sevgilim olmamıştı. Çok kişiden hoşlanmışım ama lisede 'ay o bana baktı yok ben ona baktım 3 sn bakıştık yoksa 5 sn var mıydı?'dan öteye gitmemiş hiç birşey..

Birden biriyle tanışıyorum. Nasıl güzel bir çocuk.. Gözleri ela ela.. Burnu dünyada görülebilecek en asil burun sanki.. Uçak gibi asil burunlu sevgilim diyorum ona.. Gözümü açtım ulan şerefsiz ben seninle..

İlk senin elini tuttum, ilk seni öptüm, seninle seviştim ilk.. Sanki hayat senden sonra başladı, bir de dünya kadar da para döktüm sana boru mu lan?

O başka bir şehirde.. O şehrin adı Ayaz olsun. İnanılmaz güzel bir çikolata dükkanı var, şekerlemeler de satıyor, renkli renkli paketler..
Ortada bir yürüyüş yolu var. Önceden tren geçiyormuş oradan, artık yok. Grimsi bir şehir.. Bir park vardı, orda oturup karşı tarafa bakınca uzak şehrin ışıkları yanardı..
Az tepmedim o yolları. O evde kalırdı ben yurtta, beraber uyuyalım, doyamadığım tenini öpeyim biraz diye az tepmedim o yolları..
Güzel gözlü sevgilim benim, onunla sinemaya gitmek, onunla uyumak, onunla uyanmak, onunla yemek, onunla sıçmak -pardon bu olmadı tabi ki- onunla ne olursa olsun bişeyler yapmak dünyanın en zevkli şeyiydi.

Tam 3,5 yıl hatta gelin biz ona 4 diyelim beraberdik. Sonra neyse ayrıldık..

Biliyorum bu hepimizin hikayesi.. Hepimiz bu yoldan geçtik..

Şimdi o başka biriyle beraber ve ben onun için hergün kötü dileklerde bulunuyorum.
Ne de olsa hepimiz biliyoruz ki eski sevgilinin yeni sevgilisi her zaman 'götümüze benzer'
Dünyanın en çirkinidir, orospu tiplidir.

Bu gece bu orospu çocuğu çok kötü kafama vurdu. Şimdi kiminle fingirdeşiyor, ben 3,5 yıl vermedim, o orospu veriyo mu -ki tipi de tam bir ev kızı, verecek gibi durmuyor ama verirse fena- gibi sorularla sahuru bekliyorum.

Öğlen de sevgilimle buluşucam. Yontulmamış sevgilimle.. Beni bekleyin. 

Merak ediyorum, içim içimi yiyor, deliriyorum. Herşeyinde izim var aklına hiç mi gelmiyorum? Nasıl içi rahat ediyor çıldırıyorum..
Haa ben mi nasıl rahat ediyorum? Tamam benim bir sevgilim var olabilir ama o başkaaa bu başka.. Şimdi artık birbirimize aşk mesajları atmıyoruz.. Uyandığımda hazırlanmış bir kahvaltı ve o masada bir çiçek falan bulmuyorum.. O 'amatör ruhlu ilişki'yi istiyorum ben..

Merhaba

Bu bir eski sevgililer blogu.
Neden bunu yazıyorum biliyor musunuz?

Çünkü maalesef aşılamayacak bir biçimde erkler dünyasında yaşıyoruz. Erk kelime anlamı olarak güç demek ve erkek kelimesi de buradan geliyor. Yani O'nların dünyasında yaşıyoruz ve ben bu sebepten sevgilimin, kendi adımla yazdığım sevgili bloguma sürekli kısıtlama getirmesi sebebiyle eteğimde taşları ancak isimsiz olarak dökebileceğim..

Merhaba.. Ve başlayalım..